Klasikleri Okuma Mevsimi
Yağmur yağarken, yapraklar düşerken, dünyanın bir yarısı için ilkbahar yerine en güzel mevsim güzken, bugüne kadar cüsseleri nedeniyle uzak durduğumuz ve dolayısıyla çok şey kaçırdığımız edebiyat klasiklerine, bir cesaret, yeniden uzanma zamanı!
KAYIP ZAMANIN İZİNDE / Marcel Proust / Yapı Kredi Yayınları
Proust’un ölümsüz, çünkü her anlamda ölemeyecek kadar büyük eseri. Türkçesi, Yapı Kredi Yayınları’nın bu özel basımıyla 3000 sayfadan fazla, iki cilt. Esasen 7 kitap. Sırasıyla: Swann’ların Tarafı, Çiçek Açmış Genç Kızların Gölgesinde, Guermantes Tarafı, Sodom ve Gomorra, Mahpus, Albertine Kayıp, Yakalanan Zaman. İlk kez elinize aldığınızda, “Ben bunu nasıl bitireceğim?” demeniz çok normal ve zaten gayrı resmi verilere göre bitireni çok az! Lakin tam da bu mevsim, uzun ve ağdalı cümlelerine kendinizi bırakarak, özellikle ve özellikle madlenleri çayınıza batırarak siz de kendinizi zamanın izinde uzun bir gezintiye çıkarabilirsiniz. İnsan zihninin geçmişle imtihanı üzerine yazılmış en güzel metinlerden biri.
ULYSSES / James Joyce / Yapı Kredi Yayınları
Marilyn Monroe’nun Ulysses (841 sayfa) okurken poz verdiğini söylemek tam olarak doğru değil. Deklanşöre basan kişinin anlattığı o ki, o gün fotoğraf çekimi için teknik hazırlıklar sürerken Monroe “boş zamanını değerlendiriyor”. İşin tuhafı, Ulysses’ın son sayfalarını okuyor. Yani Joyce’un “dünyanın en zor çevrilen metni”, “İncil’den sonra en çok tartışılan kitap” ya da “yüzyılın tatlı belası” gibi sıfatlarla taçlanmış romanını… Kelimelerden kurulmuş harika bir edebiyat labirentine girmek isteyenlere, daha iyi bir seçenek zor çıkar. İngilizce okurum diyenler, Türkçesine bulaşmasınlar.
KARAMAZOV KARDEŞLER / Fyodor Dostoyevski / Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları
Elbette birçok övgü almıştır ama Freud’un “Bugüne kadar kaleme alınmış en muhteşem roman” nitelemesi, ayrı bir yerde durur. İncecik, işçilikle işlenmiş karakterleri, yazının sınırlarını zorlayan tasvirleri. Dostoyevski’nin bilinen derinlerden daha derine inme yeteneği, Karamazov Kardeşler’i özel bir kitap kılar. Türkçesi 1016 sayfa olan metin, göz korkutucu kalınlıktaki diğer romanların aksine, okudukça okutan, tutkuyla kendini sevdiren bir başucu arkadaşıdır. İçinde her şeyi, dünyayı ve Dostoyevski’yi hatta belki kendinizi bulabilirsiniz. Başka bir övgüyle bitirelim: Orhan Pamuk tarafından geride bıraktığımız bin yılın en iyi kitabı olarak nitelenmişti. Şimdi tam mevsimi!
TUTUNAMAYANLAR / Oğuz Atay / İletişim Yayınları
Otuz yaşına basmaya hazırlanan, Disconnectus Erectus’u, yani işte Tutunamayanları anlatan, Türkçe kült şaheser. (Bizim de bir “Türkan Şoray Tutunamayanlar’ı okuyor” fotoğrafımız olmalıydı…) Hayatın dışına düşenlerin, bir türlü yapamayanların, sürekli bocalayanların, belki de bir yanı çok çocuk kalanların, beceriksizlerin, her daim acemi duranların romanı. Türkçenin Beat Generation karşısına tek başına çıkarabileceği, “ironi sanatı”nın en harika örneklerinin görülebileceği, zekâ fışkıran, acı acı gülümseten ama bellekte harika bir tat bırakan bir Oğuz Atay kitabı. Sağanaklar sokakları bomboş bıraktığında, battaniyeler altında, küçük bir ışıkla…
LOLITA / Vladimir Nabokov / İletişim Yayınları
Sonbahar klasiklerinin en incesi, 365 sayfa. Ne Kubrick’in ne de Adrian Lyne’in sinema uyarlamaları, orijinal romanın verdiği keyfin yanına yaklaşamaz. Adı ve ilk plandaki konusu nedeniyle hep haksızlığa uğramıştır. Aslında sapık bir adamın küçük bir kızı sevme hikayesinden daha başka ve daha fazla bir hikayedir Lolita. Aşkın yıkıcı etkilerinin okura bunca güçlü sindiği az yapıt vardır. Diğer yandan harika bir yol romanıdır. Psikolojinin edebiyatla pek güzel bir raksıdır. Kitaba Lolita’ya meyletmiş Profesör Humbert’ı suçlayarak başlarsınız, kendisinin savunma avukatı olup çıkarsınız. Yazarının başına türlü dert açmış, ama bir o kadar da ün kazandırmış Lolita, serin mevsimde okunacak ateşli bir metin.