Yüreğimde Devrim

Akrabama Aşığım
Uzaktan akrabamızdı. Abi diye hitap ederdim ona kendimi örnek aldığım; tıpkı dağların doruklarında zamansız kalabilmiş kar birikintisi gibi göz alıcı bir şahsiyetti benim gözümde.

Paylaşımlarla kurulan dostluğumuz, saatlerce süren dostluk kokan sohbetlerimiz dertlerimiz anılarımız gülüşlerimiz ve tesellilerimiz yerini çok sonra fark edebildiğim kaçamak bakışlara bırakır gibiydi. Bir türlü kabullenesim gelmiyordu dostane duyguların aksini. Ailem dahil çevremdeki herkesin gözdesiydi o. Bilhassa arkadaşla gönülleri fethediyordu muhabbetiyle.

Buna rağmen mantığımı elden bırakmıyor onun beni asla yar olarak göremeyeceği gerçeğini açıklamaya çalışıyordum bizleri yakıştıranlara. Ben olgun bir yetişkin gibi davranmaktan bihaber yaşamayı ilke edinmiş bir genç kızdım. O ise sorumluluk sahibi ciddi bir deniz astsubayıydı. Karakterli, ağırbaşlı disiplinli bir o kadar da iyimserdi.

Velhasıl 1,5 aylık bir süreden sonra görkemli bir itirafla yüz yüze kalıyordum. ‘’Bana abi deme’’ diyordu. Ben ise şaşkındım sessizce haykırıyordum içten içe, şimdi neler olacak diye. Susarak geçirdiğim 2 günden sonra onu deli gibi severek başladım güne. İnanıyordum uykumda aşık olmuştum ona.

Her ikimizin gözlerinde görülmeye değer bir ışık yüzlerinde ise tarifi mümkün olmayan bir tebessüm yer edinmişti. El eleydik. Bir ömür boyu beraber yol almak için ilk adımı attık sözlendik. Fakat ayrı düştük; aşkım dünyanın bir ucunda seyirdeydi. Bekledim bekledim…


En nihayetinde kavuştuk sınırsız sevgi limanımızda. Ama vuslatın sarhoşluğu fazla devam etmedi 1 aylık bir sürecin ardı gelen bir özlem daha ayırdı bizleri sevdiğimle yine! Şimdi uzağız yine birbirimize. Yıldızlara yarenlik etmek alışıla gelmiş bir sohbet oluyor zamanla. Bu yüzden doyamıyoruz ya birbirimize hatta bazen sevgi sözcükleri bile aç kalıyor sevgimizin yanında. Ruhlarımızı çepeçevre sarmalayan sıcaklığın yanı sıra, yalnızlıklarımızda kurduğumuz hayallerimizle yücelttiğimiz umutlarımızla körüklüyoruz hasretliğimizi biz. Neyse ki her ikimizde severek yaşıyoruz. Neyse ki bizler özlemle yanıp özlemle tutuşuyoruz. Ve asla aşkı katliamlara maruz bırakanlardan olmuyoruz…

440 yorum

  • altnsy

    mrb bana devrim ile ilgili herşeyi anlatabilir misiniz??altnsy_5806@hotmail.com

  • Kübra

    Lan Şu faşitstLeri Bi çırpıda boğacan haa biz Devrimci gençler ele ele vererek sizi alt üst ederizz Boşun anefesinizi TÜketmeyin geberip gidicenizz …Devr,mci arkadaşlarımı beklerim eaqLe-bLack@hotmail.com

  • Ali

    KAHROLSUN FAŞİZM TEK YOL DEVRİM ölümüne DEVRİMCİYİZ ALEVİ dostlara SELAMLAR

  • can

    arkadaşlar kızılcıkta sivas gemerekte olanları unutmayalım sosyalist tam bağımsız bir türkiye için savaşalım onlar devrim şehitleri DENİZ GEZMİŞ.YUSUF ASLAN.HÜSEYİN İNAN VE MAHİR ÇAYAN SIRA BİZDE BİZ DEVRİMCİLERDE HADİ ARKADAŞLAR FAŞİZME ameikan empalyalizmine karşı duralım ve kendimizi ezdimiyelim tek yol ”DEVRİM”

  • denis gösdee !!

    lan boş boş konuşmayın bi atatürk milliyetçiliğide bi sakınca gören yok…tek yol devriimmm!!!!!!!!!!!!!

  • berchan

    slm yoldaşlar bende sitenizi yeni gördümhoşuma aranıza katılmak isterim bizler deniz yusuf hüseyin gibi olamayiz bu ülkeye onlar gibiler zor gelir yaşasin haklarin kardeşligi tek yol devrim

  • eylem guzeli

    ya adres yanlıs olmus yoldaslar ya sole olcak :))) cash_flow_36_58@hotmail.com tum yoldasları ve dewrımcılerı beklerım

  • eylem guzeli

    efet yoldaslar sıte coq hos olmus emegı gecen herkese tsk ederım bende devrım yolundayım dıyorumkı olumden korksaydık bu yolda olurmuyduk.bızım ıcın onemlı olan dırenmektır !!!TEkK yoLL DeWriİimMMMM!!!!parmak gok yuzunu gosterırken sadece aptallar parmaga bakar….adresım ısteyen her dewrımcı ekleye bılır cash_floq_36_58@hotmail.com tskler

  • DEVRİM DENİZ

    gülüzar msn nen varsa beni eklermisin cepheliler_01@hotmil.com

  • DEVRİM DENİZ

    yha gülüzar çok güzel yazmışsın ellerine sağlık yha

  • DEVRİM DENİZ

    DEVRİMCİ YOLDAŞLAR hepİNİZİ 2 TEMMUZ SİVAS MADIMAKMAKTA KATDELİNEN YOLDAŞLARIMIZI ANNMAYA BEKLİORUM cepheliler_01@hotmail.com

  • DEVRİM DENİZ

    faşistler bencede adam olun siz daha doğru düzgün neyi savunduğunuzu bilmiosunz gelip gerçekten alevi kimliğiyle alevileri kötülemeyin siz önce gidip doğru düzgün neyi savunduğunuzu öğrenin siz allaha inansaydınız okadar insanı katletmezdiniz bi bu sitede sadece düşüncelerimizi yazıoruz didem arkadaşımda katılıorum yha siteye girip aptal aptal davranmayın yda okadar meraklıysanız okuyup bizimde düşüncelerimize saygı duyun

  • DEVRİM DENİZ

    GENÇLİK ANDI
    Bizler;
    • Vatanın çıkarlarını daima herşeyden üstün
    tutacağımıza,
    • Vatanı Mustafa Kemal ATATÜRK ve Kuvvay-i Milliyecilerden
    aldığımız kutsal bir emanat olarak
    koruyacağımıza,
    • Hiçbir koşulda bize emanet edilen cumhuriyete ve cumhuriyet
    halk partisine ihanet içinde olanlara geçit vermeyeceğimize,
    • Asla emperyalizme tutsak olmayacağımıza,
    • Emperyalizmin yerli iş birlikçilerine asla ödün
    vermeyeceğimize,
    • İktidar koltukları uğruna ilkelerimizden ve ideolojimizden
    taviz vermeyeceğimize,
    • Faşizme ve faşizmi kurumsallaştırmak isteyenlere
    yurdu dar edeceğimize,
    • Oligarşinin ve kurumlarının haklımızın üzerniden uygulamaya
    çalıştığı sömürü düzenine son vereceğimize,
    • Teokrasiyi getirmeye çalışan şeriatçılara karşı ve kesin
    ve keskin mücadelemize devam edeceğimize,
    • Şartlar ne olursa olsun kendi ikbalimiz ve hırslarımızın
    uğruna partimize zarar vermeyeceğimize,
    • Hangi makamda olursak olalım en kutsal görevin parti
    neferliği olduğnu asla unutmayacağımıza,
    Onurlu bir partinin, onurlu ve
    Devrimci gençleri olarak and içeriz…cepheliler_01@hotmail.com

  • DEVRİM DENİZ

    20 yüzyılda siyasi düşünce alanında dört ayrı akımın geliştiği görülür. Birincisi 20 yüzyılda etkisi artan Marksizm’i; Lenin ve Mao’nun katkısı olarak özetleyebiliriz. Öte yandan sanayileşmiş batı ülkelerinde işçi sınıfının gittikçe güçlenmesi karşısında, sömürgelere sahip emperyalist devletlerin egemen sınıflarının eski sömürgelerinden ya da yeni sömürgecilik yoluyla elde ettikleri artı değerin bir kısmını kendi işçi sınıfına dağıtarak sosyal patlamaları önlemesi, sosyal devlete varacak olan sürecin başlamasına yeni bir akımın doğmasına yol açmıştır.
    Bir de emperyalizme başkaldıran ülkelere özgü yeni milliyetçi akımlardan söz etmek gerek yirminci yy ın siyasi düşüncesinin bir panoramasını çizebilmek için. Bunlardan kronolojik olarak başta gelen ve en önemlilerinden biri ATATÜRKÇÜLÜK(Kemalizm) tür.

    Yüzyılımızın siyasi panoramasını şöyle özetleyebiliriz:19,yy da tarih sahnesine çıkan, başta işçi sınıfı olmak üzere emekçi halk 20,yy da da bilinçlenme düzeyine ve içinde yaşadığı koşullara göre iktidarı etkilemek ya da ele geçirmek yolunda kendisine uygun düşen yöntemleri aramayı sürdürmüştür. Bir taraftan da özellikle ikinci dünya savasından sonra siyasi bağımsızlıklarına kavuşmuş az gelişmiş ülkeler iktisadi bağımsızlık savaşını vermişlerdir.

    Asıl adı Vladimir İlyich Ulyanov olan LENİN küçük aristokrasiye mensup bir ailedendir. Ağabeyi Çar a karşı girişilen bir komploya katılmış ve idam edilmiştir. Lenin de rejime karşı sert bir muhalefete girişmiş ve daha Kazan üniversitesindeyken Marksizm i benimsemiştir.
    Lenin in Marksizm e katkısı Touchard a göre, Marx ve Engels in Marksizm ini 1900 yılları Rusyasına karşı uygulamaktır. Bir yandan da Marksizmi Lenin in kendi deyişiyle reformcu Oportünizmin ve ikinci enternasyonal in elinden kurtarmaktır.
    Lenin in Marksizm e katkısını ele alırken getirdiği evrensel yasaları içinde yaşadığı ve çözmek zorunda kaldığı sorunları göz önünde tutarak değerlendirmek gerekir. Eğer soruna Lenin in ‘’devrimci kuram olmadan devrimci eylem olmaz’’ derken kuram sözcüğünü ‘’dogma’’anlamında kullanılmadığını unutmamalıyız. Kuram tüm dünya proletaryasının deneylerinden yararlanır uygulamaya bağlıdır deneylerin getirdiği sorunlara çözümler bulmak zorundadır. Dogmatizmin zorunlu sonucu da zorbalıktır. Deneyle ispat edilemeyen kurallar zorbalık yoluyla ispat edilmeye çalışılır.

    Prof. Chevallier in belirttiği gibi Lenin in Marksist kurama katkısı dört ayrı açıdan ve dört başlık altında ele alınabilir:
    1-) Örgüt anlayışı
    2-) Devlet anlayışı ve işçi sınıfı diktatoryası
    3-) Kapitalizmin son aşaması olarak emperyalizmin yorumu
    4-) Milli sorunun çözümü

    LENİN İN EMPERYALİZM VE MİLLİ SORUN İLE İLGİLİ GÖRÜŞLERİ :
    Sanayi kapitalizmini denetim altına alan büyük bankalar tekelci kapitalizmin ürünü tröstler ham maddeye ve yeni pazarlara daha fazla gereksinim duymaya başlamışlardır. Bunları sağlamak görevini devlete yüklemişlerdir.Devlet Marksistlere göre egemen sınıfların aracı ve bir üst yapı kurumudur. Tekelci kapitalizmin isteklerini gerçekleştirmek için sömürgeler ele geçirilmeye başlanmıştır. Sömürgeleri paylaşamayınca da emperyalist devletler kendi aralarında kapışmışlardır. Bu yüzden I.Dünya Savaşı emperyalist bir savaş Lenin e göre.

    Böylece genel olarak milli devletin güçlenme ve genişleme özlemini ifade eden ve siyasi bir olay olarak bilinen emperyalizm sözcüğü yeni bir anlam kazanmıştır Lenin in kaleminde. Kapitalizmin son aşaması, kapitalizmi batışına, mezarına yaklaştıran bir aşama, temeli iktisadi olan bir olay emperyalizm Lenin e göre.

    Lenin den sonra Sovyet Rusya’daki gelişme daha çok uygulamadan yansımaktadır. Ama Marksizm e göre devrimci kuram olmadan devrimci eylem olamayacağına göre yine de siyasi düşünce açısından önemli bir iki önemli noktaya değinmek gerekir.
    Stalin tek bir ülkede sosyalizmin gerçekleşebileceği görüşünü savunmuş ve ağır sanayiye önem vererek Sovyet Rusya’nın güçlü bir örnek olmasını önermiştir. Sosyalizm yolunda ilerlenirken sınıf savaşı ve kapitalizm ortadan kalkmadıkça da sosyalist devletin süreceği görüşünü savunmuştur.

    MAO-TSE-TOUNG UN MARKSİZME KATKISI:

    Mao’nun Leninist bir ihtilalci olduğu kadar bir geri bıraktırılmış ülke milliyetçisi olduğu bilinmektedir.

    Ülkesini iki düşman tehdit etmektedir Mao’nun hem de gözle görülür, elle tutulur biçimde. Biri emperyalizm diğeri feodalizm.İşte bu iki düşmana karşı savaşmak gerekiyor; emperyalizme karşı milli ihtilal feodalizme karşı da demokratik ihtilal yoluyla.

    Bu iki düşmanı yenmek için ülkenin çoğunluğunu meydana getiren yoksul köylüyü seferber etmek gerek Feodallere karşı çıkmadan toprak reformu yapmadan köylüyü yürütmenin olanağının yok. Köylüyü yürütünce de yürüyüşün doğal olarak kırdan kente doğru olacak.

    Çin in evrensel stratejisi de aynı doğrultuda devrimin dünyanın az gelişmiş olan ülkelerinden kentleri olan sanayileşmiş ülkelere doğru gelişeceği görüşü üzerine kurulmuştur

    GENEL OLARAK FAŞİZM:

    Faşizm deyiminin tarihi bir kaynağı vardır. Roma imparatorluğu zamanında yüksek memurların koruyucularının ellerinde taşıdıkları baltalara verilen ‘’fasces’’ adından türetilmiştir. Bu baltalar devlet iktidarının simgesi sayılmıştır. Sapları ince sopalarla sarılıp sıkıca bağlanmıştır. Böylece İtalyan milletinin bir otorite çevresinde sıkıca birleşip toplanması belirtilmek istenmiştir. Ayrıca İtalya da eskiden beri partizan çetelerine de ‘’fasci’’ denilmektedir.

    Günümüzde faşizmin biri dar diğeri geniş olmak üzere iki anlamı vardır. Dar anlamda faşizm İtalya da 2.dünya savaşından önce ortaya konulan rejime verilen addır. Geniş anlamı ise Marksist olmayan bütün çağdaş diktatörlükleri kapsamaktadır. Faşizmle milletin bir bütün olduğu bir otorite çevresinde toplanması gerektiği öne sürülmektedir. Demokrasinin karşıtı bir durumdur.

    Demokrasiye karşı olan diktatörlükler ikiye ayrılmaktadır. Bunlar gerici diktatörler ve ilerici diktatörlerdir. Gerici diktatörlerin amacı içinde bulunulan ekonomik ve sosyal düzeni zor kullanarak sürdürmek buna karşılık ilerici diktatörlerin temeli yapısal devrimler yapmaktır.
    Günümüzde batılı yazarlar faşizmin gerici tipte bir diktatörlük olduğunu savunmaktadırlar.

    Bu diktatörlük türüne genel olarak faşizm adının verilmesinin nedeni ilk kez İtalya da ortaya çıkmasıdır. Faşizm konusunda siyasi düşünceye katkı da daha çok İtalya da ve faşizmin öz kardeşi olan nasyonal sosyalizm adı da Almanya da olmuştur. 2. dünya savaşından önce Macaristan, Polonya, Romanya, Bulgaristan, Avusturya, Yunanistan ve Japonya da da faşist rejimler kurulmuştur. 2. Dünya Savaşından sonra ise daha çok Asya–Afrika ve Latin Amerika ülkelerinde kurulmuştur ve halen kurulmaktadır.
    Az gelişmiş ülkelerde askeri cuntalar yoluyla kurulan faşist rejimlerde emperyalist ülkeler önemli rol oynamaktadırlar.

    Bu tür ülkelerde faşizm milliyetçilik uğruna uygulanmaktadır.
    Bir yandan da milliyetçilik Atatürk milliyetçiliğinde olduğu gibi emperyalizme karşı bir savaşım iken öte yandan feodal kalıntılarla dışa bağımlı burjuvazinin kurulu düzeni savunmak için bir silahıdır.

    FAŞİST ÖĞRETİNİN TEMEL İLKELERİ:

    Mussolini ye göre faşizmin temeli devlet kavramıdır. ‘’Faşizm devleti bir salt varlık olarak görür. Tüm bireyler ve topluluklar devler karşısında görece bir nitelik taşırlar. Faşizmden söz açmak altık(zihni) devletten söz açmak demektir.’’

    Faşizm hiçbir zaman derli toplu bir öğreti belirli bir sosyal ve politik felsefeyle ortaya çıkmamıştır. Faşizmde felsefe eylemin ardından gelir; amacı yapılıp bitmiş işleri açıklamak ve haklı göstermektir. Mussolini faşizmin kesin doğrulardan çok uygulanma aşamasında izlenmesi gereken yolları gösterdiğini açıkça söylemiştir.
    Faşizm hareketlerini doğuran ortaklaşa amaç değil ortaklaşa korku ve nefretlerdir. Özellikle orta ve yüksek sınıfların bir sosyalist devrimden korkmaları halkın sosyal sorunlarının demokratik düzeninde çözülmesinden umudunu kesmesi ve sürekli bunalımlar faşizmi doğuran nedenlerin başında gelmektedir. Faşizmi kendi doğuran nedenler arasında ekonomik etkenlerin varlığını reddeder. Ekonomik değerlerle ‘kirlenmemişâ€™ bir yüksek ahlak yolundan geldiğini ileri sürer. Oysa faşizmin kaynaklarında ve amaçlarında ekonomik olayların yatması bakımından öbür siyasi akımlardan farklı hiçbir yanı yoktur.
    Faşist felsefesi ileri sürülen şey çoğu zaman bilerek karanlıklaştırılmış çeşitli kaynaklardan derlenerek durumlara uydurulmaya çalışılmış düşüncelerden başka bir şey değildir. Faşizm geçmişten öğeler alır bunların birbiriyle uyuşup uyuşmamasına aldırmaz. Çelişkiye düşmekten çekinmez.
    Faşizmin başlıca dayanakları proletarya devrimi korkusu ve liberal demokrasinin sorunlarına çözüm getiremeyişidir. Faşizmin yolunu bu ana fikir çizmiştir. Böylece faşizmin tutumu düşmanlarına göre ayarlanmıştır. Faşizmin antikapitalist ve antikomünist tutumu içinde komünizm düşmanlığı ağır basmış, sonunda da antikapitalizm sözde kalmıştır.
    Faşizm köklü bir değişme değil kurulu düzende egemen olan çevrelerin iktidarının bir elden öbürüne geçişi olduğu söylenebilir.

    FAŞİZMİN BİREY,SOSYAL SINIF,DEMOKRASİ ve SOSYALİZM KARŞISINDAKİ TUTUMU:

    Faşizme göre bireyler birer hücredir; birleşerek grubu meydana getirirler. Önemli olan hücreler değil gruptur. Birey kolektiviteye feda edilmelidir. Faşizm devlet kavramının yüceltilmesine çok önem vermektedir. Ona göre devletin üstünde hiçbir şey yoktur.
    Böylece faşizm tüm siyasi özgürlükleri ortadan kaldırmaktadır.

    Faşizm mutluluk yerine ödevi, özgürlük yerine otorite ve disiplini eşitlik yerine hiyerarşiyi nicelik yerine niteliği koymaktadır. Kişinin görevi kendisini milli bilincin yükseklerine ulaştırmak ve onun içinde kendi kimliğini bütünüyle unutmaktır. Kişisel haklar ancak devletin istekleriyle çelişmediği ölçüde söz konusu olabilir. Devletin dışında kişi söz konusu olamayacağı gibi herhangi bir grup , siyasi partiler sendikalar, sosyal sınıflarda söz konusu olamaz.

    Faşizm demokrasiyle sosyalizmi kendine düşman olarak kabul etmektedir. Acaba düşmanlarına karşı ne gibi eleştirilerle ortaya çıkıyor ne gibi kanıtlar ileri sürüyor faşizm? Bir kere demokrasi ilkelerine toptan karşıdır. Bunların başında seçim ilkesi gelmektedir. Faşist görüş aptal bir insanla akıllı kişinin ,bilgisizle aydının eşit oy hakkı almasını kabul etmez. Kadın erkek eşitliğine de karşıdır.örnek olarak kadınların üniversitede felsefe yapmasını yasaklamıştır

    Mussolini. Faşizme göre iktidar haltan gelmez. İktidar halkın üstün iyiliğini sağlayacakların ellerinde bulunmalıdır.
    Çünkü faşizme göre kişiler gerçek yararlarının ne olduğunu kavrayamazlar. Bu yüzden milli çıkarların belirlenmesi ve sağlanması ancak seçkinlerin eliyle başarılabilir.
    Faşizm hükümeti parlamentonun bir aracı olarak görmez. Ona göre faşist rejim hükümeti bir araç durumundan kurtarmıştır.
    Faşist rejim halk egemenliğini ve seçimleri reddetmekte ama plebisite başvurmaktadır.

    Sosyalizme karşı düşmanlık önemli bir etken olmuştur faşizmin ortaya çıkmasında. Faşizm ve nasyonal sosyalizm sefaletin, açlığın, işsizliğin yanı sıra bunalımın sonucunda ortaya çıkmışlardır.
    Nasyonal sosyalizm ve faşizm materyalist değil idealist öğretilerdir.
    Devlet sol akımların ileri sürdüğü gibi egemen sınıfların yönetimini sağlayan bir araç değil milli birliğin en yüksek belirtisidir faşizme göre. Öte yandan faşizm devleti sosyalistlerin düşündükleri gibi ilerde ortadan kalkacak bir örgüt olarak değil ölümsüz bir gerçek olarak görmektedir.
    Faşizmi öbür siyasi öğretilerden ayıran bir özelliği de akıldan çok akıl dışı kavramlara dayanmasıdır. Gerek demokrasi gerek sosyalizm akla uygun kanıtlara dayanmak isterler ilkelerini halka açıklayabilmek için. Oysa faşizm akla değil duygulara dayanır. Birtakım mitoslar yaratarak halkı korkutup sindirmeye ya da coşturmaya önem verir.
    Günümüzde faşizm az gelişmiş dışa bağımlı ülkelerde yeni emperyalizme karşı yürütülen devrimci savaşımları geriletmek ve söndürmek için uygulanmaktadır.

    Yeni faşizm için her zaman demokratik kurumlara son verme zorunluluğu yoktur. Amaç demokratik özgürlükleri kısarak işçi sınıfının sendikal ve siyasal gelişmesini önlemektir.devleti koruma maskesi altında hukuk devleti yerine demokratik kurumların biçimsel varlığıyla maskelenmiş başka bir devlet kurulmak istenilmektedir. Bu kurulmak istenilen devlet faşist devlettir.

    NASYONAL SOSYALİZM:

    İtalyan faşizminden sonra ortaya çıkan ve faşizmin bir türü olan Alman Nasyonal Sosyalizmi aslını aşan bir taklittir. Birinci dünya savaşından Almanya’nın yenik çıkması savaş ve yenilginin yarattığı sosyal, siyasi ve iktisadi bunalımlar İtalyan faşizminde olduğu gibi Alman Nasyonal sosyalizm’inin doğuşunda da etkili olmuştur.

    1918 yılında Adolf Hitler Münih’te önemsiz bir parti olan Alman İşçi Partisi’nin yürütme komitesine yedinci üye oldu. Çevresinde tanınmaya başlayınca partinin adını Nasyonal Alman İşçi partisi olarak değiştirdi. 25 şubat 1920 de nasyonal sosyalist partisinin ilk toplantılarından birinde hitler 25 maddelik bir program ilan etti. Bu programda alman ırkının üstünlüğü açıkça ileri sürülüyor, eğitim sisteminin devlete saygı üzerine kurulacağı, pratik bilgilere önem verileceğini belirtiyor.
    Parlamentarizm soysuzlaşmış bir sistem olarak gösteriliyor. Bu programa göre basındaki Yahudi ve materyalist öğeler temizlenmeli gerçek bir alman basını kurulmalıdır. Roma kaynaklı kozmopolit ve materyalist hukukun yerini Cermen hukuku almalı devlet merkezleştirilmeli din özgürlüğü Cermen ırkına zarar vermeyecek şekilde tanınmalı. Tüm almanlar aynı devlet altında toplanmalı.
    Alman milleti versay antlaşmasının yüklediği yükümlerden kurtarılmalı, öbür milletlerle eşit duruma getirilmeli. Savaştan sonra Almanya’nın elinden alınmış sömürgeler geri verilmeli, sosyal alanda sağlam bir orta sınıf kurulmalı.
    Böylece Hitler nasyonal sosyalizmin ilkelerini açıklamıştır.
    Nasyonal sosyalizm Almanya’nın büyük bir ekonomik bunalım içinde bulunduğu bir dönemde ortaya çıkmış ve Almanya’yı bu bunalımdan kurtarmıştır.

    YENİ MİLLİYETÇİLİK:

    Fransız ihtilali döneminde burjuvazinin bayraktarlığını yaptığı milliyetçilik küçük bir soylular azınlığına karşı ayrıcalıksız halk çoğunluğunun milleti meydana getirdiği savı üzerine kuruluydu.
    Sömürge ve yarı sömürge ülkelerde batı emperyalizmi tarafından bölüşülmeye çalışılan ülkelerde milliyetçilik emperyalizme karşı direnmenin bayraklığını yapmaktadır. Kabileden, ümmetten, millet bilincine geçiş, emperyalizme karşı direnme gücü aşılayabiliyor az gelişmiş, emperyalizm tarafından geri bıraktırılmış ülkelerin halklarına. Görüldüğü gibi milliyetçilik yeni bir anlam kazanmış oluyor böylece.
    Yeni milliyetçilik akımının ilk temsilcisi, öncüsü Atatürkçülüktür. Atatürkçülük antiemperyalizm, milli bağımsızlık, laiklik, bilimcilik temellerine oturan batılılara karşın batılılık olarak özetlenebilen akımın adıdır.

    ATATÜRKÇÜLÜK’ÜN FELSEFİ TEMELİ:

    Atatürkçülüğün temel ilkeleri bilimcilik, laiklik, milliyetçilik ve antiemperyalizmdir. Atatürk’ün kurduğu CHP’nin altı ilkesinin de Atatürkçülük açıklamaktaki önemini göz ardı etmemek gerekir. Atatürkçülüğün felsefi temeli bilimciliği ele almaktır.
    Atatürkçülük ’ün amacı çağdaş uygarlık düzeyine varmak, Batı’ya rağmen batı gibi olmaktır. Batı’nın en büyük özelliği olan çok partili liberal demokrasiye geçmektir. Daha Atatürk hayattayken iki kez başarısızlıkla sonuçlanan denemesi de yapılmış bu geçişin batı uygarlığına da ancak laik düşünce ile çağdaş bilim ile varılacaktır. Bu çağdaş bilimden ne anlaşılır? Doç. Dr Timur a göre ‘Atatürkçülüğün temelinde toplumda yer alan sosyal sınıfların karşılıklı ilişkileri ve gerilimleri yer almayıp ana kavram olarak laik düşüncenin temel taşı sayılan ilim yatmaktadır. Dolayısı ile Türk devriminin temel felsefesi pozitivizm’dir.
    Bilimin her alanda ön plana alınışı ve onun doğal bir sonucu olan laiklik Osmanlı kültürünün 19 yy da batı etkisiyle bütünlüğünü yitirip ikili bir nitelik kazanmasıyla ortaya çıkan anormal duruma son vermek istemektir.

    SOSYAL DEVLET- SOSYAL DEMOKRASİ

    SİYASİ DÜŞÜNCE AÇISINDAN SOSYAL DEVLET:

    İşçi eylemlerinin ve genel olarak sosyalistler akımların etkisiyle oluşmuştur sosyal devlet kavramı. İşçi sınıfının siyasi bir güç olarak 19.yy da tarih sahnesine çıkşı ve sosyalist akımlar etkilemiş 20.yy anayasalarını ve sosyal hakların varlığını kabul ettirmiştir.
    19.yy ’ın bireyci ve liberal anlayışı hareket noktası ve amaç olarak insanı sosyal ilişkilerin ve zorunlulukların meydana getirdiği kadro içinde değil soyut bir varlık bir felsefi spekülasyon konusu olarak ele alıyordu. Klasik birey hak ve özgürlüklerinin temeli olan liberal anlayışa göre bireyin hak ve özgürlükleri saptanırken insanın toplum içinde karşılaştığı çeşitli durumların yarattığı gereksinim ve zorunluluklar hesaba katılmıyordu. Bu anlayışa göre devlet kişilere tanınan yapmak ya da yapmamak hakkına saygı duyacak, onu çiğnemeyecek sadece denetlemekle yetinecektir.onun için jandarma devlet deniliyor bu devletlere.
    Öte yandan sanayileşmiş batı ülkelerinde de özgürlük içinde eşitliği daha ileriye götürmek derinleştirmek isteyen akımlar var. Bu gelişme günümüzün demokrasi tanımı üzerinde durmamızı gerektirmektedir.

    SOSYAL DEMOKRASİ:

    Sosyal devlet sosyal sınıfların varlığını kabul eden devlettir. Sosyal devlet anayasa yoluyla sosyal sınıflar arasında dengeyi sağlayacak olan sosyal adaletle ilgili hukuk ilkeleri ortaya koyarak siyasi iktidara yol gösterir. Sosyal devlette artık liberal devlette olduğu gibi özgürlük yalnız sınırlamaların olmaması demek değildir. Sosyal devlet anlayışına göre özgürlük ancak özgürlüğün gerçekleşebilmesi için gerekli maddi olanakların kişilere sağlanması halinde bir anlam kazanır.
    Sosyal devlet ilkesini benimsemiş anayasaları olan ülkelerde bütün partiler bu ilkeleri kabullenmek zorunda kalıyorlar. Ne var ki sosyal devleti gerçekleştirebilmek için gerekli reformların asıl uygulayıcıları sol partilerdir. Sosyal devletle geniş anlamda sosyal demokrasi arasındaki bağ bu ilişkinin sonucudur.

    Sosyalist devlet anayasasında iktidarı işçi sınıfının egemenliği olarak tanımlayan devlettir. Marksist-Leninist modele dayanır.
    Marksizm-Leninizm ve Maoizmde sosyalizm tektir, amaç aynıdır. Ne var ki aynı amaca varmak için kullanılacak araçlar ülke koşullarına göre değişebilmektedir. Araçlarında her yerde aynı olduğunu iddia etmek dogmatikliktir. Öte yandan kullanılan araçların da amacı bir dereceye kadar etkilediğini kabullenmek gerekir. Sosyal demokrat akımda ise amaçlar değişiyor; Marksizm’e uzaklık ya da yakınlık derecelerine göre. Sınıf savaşımını reddeden sosyal adaleti radikal vergi reformlarıyla sağlamayı öngören partilerden özel sektörün büyük bir bölümünü kamulaştırmayı programlarına alanlarına kadar ülkelere göre farklılıklar gösteren partileri kapsamaktadır bu akım.
    Sosyalist Enternasyonal ın ilk kongresi sayılan 1951 Frankfurt toplantısında yayınlanan bildiride demokratik sosyalizmin ana çizgilerini bulabiliriz:

    1-) Kapitalizmin karşısındadır.
    2-) Sınıf savaşımını kabul eder. Fakat ihtilalci değildir.
    3-) Her çeşidiyle totaliterliği ve dikta rejimlerini reddeder. (komünizmi de faşizmi de)
    4-) Sosyalizmi komünizme götürücü bir araç saymaz. Sosyalizm kendi başına bir amaçtır.
    5-) Marksizm i reddetmez. Ama onun sosyalizm üzerindeki tekelciliğini reddeder.

    Sosyal demokrasinin amacı sosyal devlet daha iyi bir yaşam özgürlük ve barıştır. Avrupa birliğinden yanadır. Ortak pazarda sermayenin ortaklığına karşı emekçilerin birliğini sağlamayı önerir.

  • buse

    haydaaaaaa tolga sen o lafları banamı dedin burda bi dersimli var oda benim ikimizde aynı şeyleri savunuyoruz sen nasıl bana laf atarsın haa kendine gel tolga düzgün oku tolga beni acayip sinirlendirdin hem dersimin alayı solcu rica ediyorum önüne gelen herkes dersimi ağzına almasın senin yüzünden uykum gelmicek……p-a-r-t-i-z-a-n@windowslive.com

  • Tolga

    bi arkadaş gerçek devrimciler öldü gidin parkta top oynayın demiş.. sonrada ben bi devrimcinin çocuğum yazmış.. sana bişey öğretememiş ailen ne yazık ki. bu ülkede kazımlarda öldü ahmet ariflerde öldü atatürklerde öldü ama biz anıyoruz yaşatıyoruz dimi neden sence?? bişey düşünüyosan 1000 kere düşün öle yaz buraya sonra kendini rezil etme.. Denizler devrimi türkiye ye getirenler bizlerde sürdürenleriz hocam Deniz öldü devrim bitti diye bişey yok.. geliştir kendini eyy dersimli =)

  • devrimci kızlar

    herkesin bilidği gibi TEK YOL DEVRİM!!başka yol yok.o pislik faşistlere meydan
    bırakmayacağız.
    devrimcigenc09@hotmail.com
    devrimci_kiz_1@hotmail.com
    bütün devrimciler ekleyebilir ve bekliyoruz.

  • gürkan

    slm bütün devrimci dostlara hep beraber el ele vererek bütün ölen devrimci yoldaşlarımızı yaşatacağız bu uğurda can veren bütün devrimci kardeşlerimize de allah rahmet eylesin TEK YOL DEVRİM ölmek var dönmek yok biz bütün devrimciler mazlumlara söz verdik faşitlere ezdirmeyeceğiz ama buna inanınki günün birinde herkes devrimci olacak herkes deniz gezmişin yolunda olacak o 3 yürek 3 devrimci gibi şanlı bir ölümü herkes isteyecek kahrolsun faşizim kahrolsun kurtcular kahrolsun herkese ROJBAJ kendinize cok iy bakın devrimci dostlarım hemde cok iy bakınki faşistlere yol vermeyelim TEK YOL DEVRİM TEK YOL DEVRİM

  • buse

    bak ben dersimliyim o lafları alır senin bi tarafına sokarım adam ol kimseyle uraşma artistlik yapma açın gözünüzü biraz p-a-r-t-i-z-a-n@windowslive canlar ekleyin sizin gibi dostlarım olsun gerçekten çok isterim iki üç tane ibne çıkıyo saçmalıyo boşverin onları biz kendimizi biliyoruz onlar saçmalasa kaç yazar

  • buse

    ulan faşitler adam olun önce buraya gelip alevi kimliğiyle alevileri kötüleme biz size saygı duyuyorsak sizde bize saygı duyacaksınız saygı duymak zorundasınız bi sorununuz varsa buyrun gelin tartışalım ben buse p-a-r-t-i-z-a-n@windowslive biz burda sadece düşüncelerimizi yazıyoruz demokrasi diyosunuz ozaman düşüncelerimize saygı duyun sizin gibi insanlar oldukça bu savaş zor biter gelin canlar bir olalım

  • anca laf

    hava atmaktan başka bi bok bıldıgınız yok gözum

  • anca laf

    yav guzel kardeslerım bırakın bu işleri ben dersiliyim ve bir devrımcının ogluyum sızın amacınız sadece laf olsun torba dolsun kız ayarlayalım cart curt seyler 2 3 kıtap okumakla devrımcıyım demeyın gercek devrımcıler olelı cok oldu barı kemıklerını sızlatmayın sımdıkı genclıkten bırakın devrımcıyı cacık bıle olmaz anca sanal alemde devrımcılık oynayın canı sıkılan hayatı monoton olan ben devrımcıyım dıyo cıkıyo dıyecek bişey bulamıyorum size gidin parkta oynayın bırazda

  • anca laf

    simdıkı genclıkten o yuzden devrımcılerın kemıklerını sızlatmayalım lütven 2 3 kıtap okuyan

  • buse

    ya allah razı olsun benden en çok yorum yapan benim haha batu_mert_zehra@hotmail.com ya valla site dEhŞet oLMuş SüPeR Ya

  • DEVRİM DENİZ

    kavganın alevlidir rüzgarı yayılır gider ılık ılık dağların başakların üzerinden buğday gibi bereketli akarsu gibi aydınlık kim demiş ölüm var diye bize kardeş kardeş atan bu yürek bizim hey! BİZE ÖLÜM YOK ! BU YÜREK HİÇ DURMAYACAK ! BU YÜREK HİÇ SUSMAYACAK DEVRİMCİ YOLDAŞLAR EKLEYİN BENİ cepheliler_01@hotmail.com

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir