Erkek İsim Anlamları – E Harfi
EBECEN: (TR) Akilli çocuk.
EBED: (AR) Sonu olmayan gelecek.
EBER: (AR) Hayirli, serefli, faziletli.
EBHER: (AR) En parlak.
EBRA: (AR) Ürkme, kaçma. Birden bire ölme.
EBRAR: (AR) Hayir sahipleri. Iyiler, dindarlar, özü sözü dogru olanlar.
EBRU: (FAR) Kas. Bulut renginde, buluta benzer, bulut gibi dalgali, bulutlu. Kagit üzerine kendine has usulle yapilan, mermer, damarlari gibi dalgali sekilli süsleme.
EBU: (AR) Baba, ata. (bkz. Ebi, peder).
EBUBEKIR: (AR) Deve yavrusunun babasi.
EBUZER: (AR) Altin sahibi, servet ve zenginlik sahibi.
EBYAR: (AR) Pek ak, pek beyaz.
ECEMIS: (TR) Çok bilmis.
ECER: (TR) Yeni, güzel, iyi.
ECIR: (AR) Bir is ya da emek karsiligi verilen sey. Sevap. Aziz sevgili.
ECMEL: (AR) En güzel, en yakisikli.
ECVED / ECVET: (AR) En iyi olan. Eli açik cömert.
EDEBALI: (TR) (Öl: 1325). Osman Gazi’nin kayinpederi ve hocasi. Osmanli imparatorlugunun kurulusunda önemli bir rolü oldu.
EDGÜ: (TR) Iyi.
EDGÜALP: (TR) Iyi yigit.
EDGÜER: (TR) (bkz. Edgü).
EDGÜKAN: (TR) (bkz. Edgü).
EDHEM / ETHEM: (AR) Karayagiz at.
EDIB / EDIP: (AR) Edepli, terbiyeli, zarif, nazik. Edebiyatla ugrasan kimse.
EDIM: (AR) Fiil, amel.
EDIZ: (TR.) Yüksek, yüksek yer. Ulu, yüce, degerli.
EFDAL: (AR) Çok faziletli, yüksek derecede.
EFE: (TR) Agabey, büyük kardes. Yigit, cesur. Kabadayi.
EFECAN / AFACAN Hareketli, ele avuca sigmaz, akilli
EFEKAN: (TR) Efe soyundan gelen.
EFGAN: (FAR) Figan, aglayip inleme, feryat.
EFGEN: (FAR) Düsüren, yikan, yere atan. Alici, yakici, düsürücü. (bkz. Figen).
EFIL: (TR) Rüzgar, dalgalanma.
EFKAR: (AR) Düsünceler. Iç sikintisi, kaygi.
EFKEN: (FAR) Düskün.
EFLAK: (AR) Semalar, felekler, yükler, küreler, zamanlar. Bahtlar, talihler, kaderler.
EFLAKI: (AR) Gökte oturan melek.
EFLATUN: (YUN) Açik mor. Aristo’nun hocasi, Sokrat’in talebesi, ünlü Yunan filozofu.
EFRAHIM: (IBR) Hz. Yusuf un ikinci oglu. Orta Filistin’de yerlesen Israil kabilesine adini verdigi söylenir.
EFRAS: (AR) Atlar, beygirler, kisraklar.
EFRASIYAP: (FAR) Turan Türkleri büyük kahraman kaganinin Farsça adi. Alp er Tonga asil adidir. Büyük Iskender’den evvel yasamistir.
EFSER: (FAR) Taç. Subay.
EFZA: (FAR) Artmak, çogalmak.
EGE: (TR) Bir çocugu koruyan, islerine bakan ve her halinden sorumlu olan. Yasça büyük, ulu. Sahip. Türkiye’nin Batisinda bulunan denizin adi.
EGEMEN: (TR) Buyruk ve hüküm sahibi, buyrugunu yürüten, bagimli olmayan.
EGESEL: (TR) (bkz. Ege).
EGILMEZ: (TR) Baskalarinin baskisini ve üstünlügünü kabul etmeyen, bas egmeyen.
EGIN: (TR) Sirt, arka.
EHAD: (AR) Bir, tek. Ilk sayi.
EHIL: (AR) Sahip, malik. Becerikli, yetenekli. Kari-kocadan her biri.
EHLIMEN: (AR) inançli inanan kimse.
EJDER: Bir masal yaratigi
EKABIR: (AR) Rütbece, görgü ve faziletçe büyük olanlar.
EKBER: (AR) Daha büyük, çok büyük, en büyük, pek büyük, azam.
EKE: (TR) Bilgili, deneyli, olgun. Kurnaz, açikgöz. Bilmis çocuk. Dahi.
EKEMEN: (TR) (bkz. Eke).
EKER: (TR) Toprakla ugrasan.
EKIN: (TR) Ekilmis tahilin filiz vermis biçimi, tarlada bitmis tahil. Bugday. Kültür.
EKINER: (TR) (bkz. Ekin).
EKMEL: (AR) Daha, pek kamil, mükemmel ve kusursuz olan. En uygun, en eksiksiz.
EKREM: (AR) . Daha, en kerim. Çok seref sahibi, pek cömert, çok eli açik.
EKVAN: (AR) Varliklar, alemler, dünyalar. (bkz. Evren).
ELBURZ: (FAR) Kafkaslarda en yüksek dag. Uzun boylu yakisikli kimse.
ELÇI: (TR) Baska bir devlet nezdinde devletini temsil eden kisi. Sefir. Allah’in gönderdigi rasul ve nebiler.
ELDEM: (TR) Sevimli, cana yakin
ELDEMIR: (TR) Demir gibi güçlü el.
ELFAZ: (AR) Sözler, sözcükler.
ELHAN: (AR) Nagmeler, ezgiler.
EMEÇ: (TR) Hedef. Yamaç. Henüz memeden kesilmemis buzagi.
EMEK: (TR) Uzun, yorucu ve özenli çalisma. Bir isin yapilmasi için harcanan beden ve kafa gücü.
EMIN: (AR) Korkusuz kimse. Emniyette olan. Inanan, güvenen. Inanilir, güvenilir. Süpheye düsmeyen, kati olarak bilen. Emanet olarak idare edilen dairelerin basi.
EMIR: (AR) Bir kavmin, bir sehrin basi. Büyük bir hanedana mensup kimse.
EMIRHAN: (AR-TR) “Emir†kelimesine “han†eki getirilerek iki isimden meydana gelmistir.
EMRAH: (TR) Saz çalip, oynayan. Erzurum’da dogmus ünlü bir halk ozani.
EMRAN: (AR) Kürkler, hayvan derileri.
EMRE: (TR) Asik. Tiryaki. Vurgun.
EMREDDIN /EMRETTIN: (AR) Dinin emrettigi.
EMRI: (AR) Emirle ilgili.
EMRULLAH: (AR) Allah’in emri.
EMSAL: (AR) Kissalar, hikayeler, destanlar. Numuneler, örnekler. Es benzer. Yatis denk.
ENAM: (AR) Bütün mahlukat, yaratilmis her sey. Halk, insanlar.
ENBIYA: (AR) Peygamberler.
ENDER: (AR) Çok az, çok seyrek, çok az bulunur, pek nadir.
ENER: (TR) En yigit, en kahraman kisi.
ENERGIN: (TR) En olgun, çok olgun.
ENES: (AR) Insan.
ENFA: (AR) Çok yararli, daha çok faydali, (bkz. Nafi).
ENFAL: (AR) Ganimet.
ENGIN: (TR) Ucu, bucagi görünmeyecek kadar çok genis. Denizin kiyidan çok uzaklarda bulunan genis bölümü, açik deniz. Deger ve fiyati düsük olan. Yüksekte olmayan, alçak yer.
ENGINALP: (TR) Degerli yigit.
ENGIAY: (TR) (bkz. Engin).
ENGINER: (TR) Iyi, güzel, degerli insan.
ENGINIZ: (TR) Iz birakacak kadar degerli insan.
ENGINSOY: (TR) Genis soydan gelen.
ENGINSU: (TR) Açik deniz.
ENGINTALAY: (TR) Büyük deniz, okyanus.
ENGÜR: (TR) Çok gür. Bereketli.
ENHAR: (AR) Irmaklar, çaylar. Cennetlerin altlarindan akan irmaklar.
ENIS: (AR) Dost arkadas. Yar, sevgili.
ENSAR: (AR) Yardimcilar, muavinler, müdafiler, koruyucular. Mekkeli muhacirlere yardim eden, Medineli müslümanlara verilen ad.
ENVAR: (AR) Ziyalar, aydinliklar, isiklar, parlakliklar.
ENVER: (AR) Daha nurlu, en nurlu, çok parlak.
ERACAR: (TR) Becerikli erkek.
ERAKALIN: (TR) Alni ak, dürüst erkek.
ERAKINCI: (TR) Yigit akinci.
ERAKSAN: (TR) Temiz adli yigit.
ERALKAN: (TR) Al kanli yigit.
ERALP: (TR) Yigit erkek.
ERALTAY: (TR) (bkz. Eralp).
ERANDAÇ: (TR) (bkz. Eraltay).
ERANIL: (TR) Yigitliginle anil, tanin.
ERASLAN: (TR) Aslan gibi, güçlü kuvvetli erkek.
ERAY: (TR) Erken ay, ilk ay, ayin ilk günlerinde dogan.
ERBASAT: (TR) (bkz. Eralp).
ERBATUR: (TR) Cesur, yigit.
ERBAY: (TR) Soylu, ünlü aileye mensup erkek.
ERBELGIN: (TR) Açik yürekli erkek.
ERBEN: (TR) (bkz. Eralp).
ERBERK: (TR) Simsek gibi yigit.
ERBOGA: (TR) Boga gibi güçlü erkek.
ERBOY: (TR) Yigit soydan gelen.
ERCAN: (TR) Canli, diri, sihhatli erkek.
ERCIHAN: (TR-FAR) Cihanin tanidigi erkek.
ERCIVAN: (TR-FAR) Genç erkek.
ERCÜMENT: (FAR) Muhterem, serefli, itibarli, haysiyetli, seçkin, saygin, degerli.
ERCÜVAN: (FAR-AR) Erguvan çiçegi. Kizil sey. Kirmizi kadife.
ERÇELIK: (TR) Çelik gibi güçlü erkek.
ERÇETIN: (TR) Sert, güçlü erkek.
ERÇEVIK: (TR) Çevik, hizli erkek.
ERÇIN: (FAR) Merdiven, basamak.
ERDAL: (TR) Tek erkek, dal gibi uzun erkek.
ERDEM: (TR) Fazilet. Maharet, hüner. Liyakat. Usta gemici. Insanin ruhsal yetkinligi.
ERDEMALP: (TR) Erdemli yigit.
ERDEMER: (TR) Erdemli kimse.
ERDEMIR: (TR) Demir gibi güçlü erkek.
ERDEMLI: (TR) Erdemli, faziletli.
ERDENIZ: (TR) (bkz. Deniz).
ERDESIR: (TR) Cesur, kahraman, aslan yürekli.
ERDI: (TR) Amacina ulasan, erisen. Olgunlasmis erkek. 3 Ermis veli.
ERDIM: (TR) (bkz. Erdem).
ERDIN: (TR) (bkz. Erdi).
ERDINÇ: (TR) Duru, güçlü kuvvetli erkek.
ERDOGAN: (TR) Yigit dogan.
ERDÖNMEZ: (TR) Sözünden dönmeyen, dogru sözlü.
ERDURAN: (TR) (bkz. Erdönmez).
ERDURMUS: (TR) (bkz. Erduran).
ERDURSUN: (TR) (bkz. Erdurmus).
EREK: (TR) Gerçeklestirilmek için tasarlanan ve erismek istenilen sey, amaç, gaye, hedef.
EREKEN: (TR) (bkz. Erek).
EREL: (TR) Erkek eli, güçlü el.
EREM:(TR) Ulasmak, kavusmak için çaba gösteren
EREN: (TR) Yetisen, ulasan, vasil olan. Iyi yetismis kisi. Cesur, yigit adam. Ermis. Koca, zevc. Kisi, sahis.
ERENALP: (TR) (bkz. Eren).
ERENAY: (TR) (bkz Eren).
ERENCAN: (TR) (bkz. Eren).
ERENDIZ: (TR) Gezegenlerin en büyügü ve günese yakinlik bakimindan besincisi Jüpiter.
ERENGÜÇ: (TR) (bkz. Eren).
ERENÖZ: (TR) (bkz. Eren).
ERENSOY: (TR) (bkz. Eren).
ERENSU: (TR) (bkz. Eren).
ERENTÜRK: (TR) Eren-türk.
ERER: (TR) Ulasir, kavusur.
ERETNA: (TR) XIV. yy. Orta Anadolu’da Sivas ve Kayseri’de beylik kuran bir zat. Uygur Türkleri’nden olup Küçük Asya’da Anadolu Selçuklularina ait yerleri idarelerine almis olan Ilhanlilarin emirlerindendir.
EREZ: (AR) Acibadem agaci.
ERGALIP: (TR-AR) Üstün, yenen kimse.
ERGAZI: (TR-AR) (bkz. Ergalip).
ERGENÇ: (TR) Genç erkek.
ERGENER: (TR) (bkz. Ergenç).
ERGI: (TR) Iyi, güzel bir seye erisme.
ERGIN: (TR) Olmus, yetismis, kemale ermis. Haklarini kendi kullanmak için yasanin gösterdigi yasa gelmis olan kimse ( bkz. Resid).
ERGINAY: (TR) (bkz. Ergin).
ERGINCAN: (TR) Olgun ruhlu kimse.
ERGINER: (TR) Olgun erkek.
ERGINSOY: (TR) Olgun kisilerin soyundan gelen.
ERGINTUG: (TR) (bkz. Ergin).
ERGINALP: (TR) (bkz. Ergin).
ERGÖK: (TR) (bkz. Ergin).
ERGÖKMEN: (TR) Mavi gözlü, sansin kimse.
ERGÖNÜL: (TR) Gönül eri, iyi insan.
ERGUN: (FAR) Sert basli, oynak ve hizli giden at.
ERGUNALP: (FAR-TR) Hizli, çevik, yigit.
ERGUNER: (FAR-TR) Hizli, çevik erkek.