Bilişim Haftası
Bilişim teknolojilerindeki hızlı değişimler, ülkeleri bir yandan çeşitli ekonomik ve sosyal çalkantılar içine sürüklerken, diğer yandan da yeni ekonomik süper güçler yaratmaktadır. İster geri kalmış olsun, isterse gelişmiş, bilişimin gücünün farkına varan tüm ülkeler, teknolojik gelişmelere ayak uydurabilmek için var güçleri ile planlar yapmakta, mevcut sistemlerini sorgulamakta ve bilgi toplumunun temel taşı olan insan gücünü her şeyin önüne çıkarmaktadırlar. Çünkü artık ülkelerin zenginlikleri para ile ya da doğal kaynaklarının zenginliği ile değil, bilgi ve insan kaynaklarının zenginliği ile ölçülmektedir. İnsan gücü yetiştirmenin tek yolu da eğitim ve öğretimdir.
Eğer bir ülkede eğitim kurumları öncelik sırasında arka plana itilmişse, genç nüfusa eğitim olanakları sağlanamıyor ve gençler toplum dışı etkinliklere itiliyorlarsa ve yetişen değerli beyinler başka ülkelere göç ediyorlarsa, o ülke kan kaybediyor demektir. Bu nedenle, Türkiye 21. yüzyılda varlığını sürdürebilmek için Milli Eğitimini ciddi bir biçimde yeniden yapılandırmak zorundadır.
Bu yapılanma, bilişim teknolojileri ile toplumumuzun düşünme, öğrenme ve iletişim alışkanlıklarını geleceğin ihtiyaçlarına göre değiştirmelidir. Bunun için, temel hedeflerimiz;
Toplumumuzun tüm kesitlerinde yaratıcı, esnek ve yenilikçi düşünce tarzını oluşturmak,
Bireylerimizin yaşam boyu eğitimini sağlamak ve sosyal sorumluluğunu geliştirmek,
Okullarımızı kendi aralarında ve çevrelerindeki dünya ile bağlantılandırmak,
Yeni eğitim yöntemleri kullanarak eğitimde etkinliği ve verimliliği artırmak,
Milli Eğitim Sistemimizin idari ve yönetimsel mükemmeliyetini sağlamak,
Bilgi Toplumuna dönüşümde sayısal uçurumu (digital gap) gidermektir.
Yukarıdaki temel hedefleri hayata geçiren politika ve stratejileri üretmek ve gerekli plan ve eylemleri yapmak üzere ülkemizin tüm kaynaklarını seferber ederek bilgili insan gücü yetiştirmek en büyük önceliğimiz olmalıdır.
Avrupa Birliği’ne tam üye olma sürecindeki Türkiye’nin, genç ve dinamik nüfusu ile ekonomik bir güç oluşturabilmesi, bireylerini eğiterek bilgi toplumuna dönüşümü ile sağlanabilir. Bu, Türkiye’nin önündeki en önemli fırsatlardan birisidir. Bu bağlamda okulların bilgisayarlanmasına yardımcı olunmalı, elden geldiği kadar kampanyalara destek verilmelidir.