Şair Nefi’nin İdamı
Divan edebiyatının meşhur şairlerinden Nef’i, 1572’de, Erzurum’un Hasankale ilçesinde doğmuştur. Nef’i mahlası olup, asıl adı ömer’dir. Sultan Birinci Ahmed devrinde İstanbul’a gelen Nef’i, yazdığı kasidelerle kısa zamanda şöhrete ermiş, hatta daha sonra kaside yazan en büyük şairler bile ondan etkilenmiştir. Muhtelif memuriyetlerden aldığı aylıktan çok, kasideleri için verilen ve bir servet denilebilecek caizeler (şiir hediyesi) ile geçinirdi.
Türkçe divanı yanı sıra Farsça divanıda olan Nef’i, insanların hatalarını taşlayıp yeren hicivleriyle de şöhret bulmuştur. İnsanlarla alat etmenin, birini gülünç bir hale koymanın şairane alonına “hiciv” denir. “Siham-ı Kaza” adlı eserinde topladığı hicivlerinde, onun dilinden ve kaleminden kurtulabilmiş kimse pek azdır. Devrin önce gelen şahıslarını pek incitici sözlerle hicveden Nef’iyi düşmanlarına karşı koruyan Dördüncü Murad nihayet 1630 yılında, bir daha hicviyye yazmamaya yemin ettirmiştir.
Tevbesine rağmen bir müddet sonra yine hiciv söylemeye başlayan Nef’iyi, birgün Bayram Paşa, konağıan davet edip odunlukta boğdurarak idam ettirmiştir. 27 Ocak 1635’de idam edilen Nef’inin cenazesi denize atıldığından kabri yoktur. Mevlevi olan Nef’i için konya’da sembolik bir mezar yaptırılmıştır.
Devrin bir şairi, Nef’i diliyle uğradı Hakk’ın belasına demiştir.
eğer söz ile delikanlılık erkeklik olsaydı dünyada bir tane bile dengesiz adam olmazdı bırak delikanlılığın içinde kalsın zamanı gelince gösterirsin!!!
mardinli dediğn izmirde oturuyosa kale otrr
BİZ MARDİNLİLERİN GÖZÜ NE PARADA NE KIZ DA NEDE KAHPEDE NEDE ORUSPUDA BIZIM GÖNLÜMÜZ BİZİ SEWENDE
derler siverekli derler kot giyersin top derler kumaş giyersin mafya derler çalışırsın para göz derler daha neler neler de